İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 31 Mart yerel seçimleri için başlattığı il gezilerine devam ediyor. Akşener, bu kapsamda bugün Ordu’yu ziyaret etti. İYİ Parti Ordu İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ordu Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ın bulunduğu ziyarette açıklama yapan Akşener, şunları söyledi:
“Sayın Enver Yılmaz hem birlikte milletvekilliği yaptığım hem Ordu’nun evladı, dolayısıyla hem siyasetin il başkanlığından geliyor hem belediye başkanlığı görevini yürütmüş. Yasamayı, hukuku biliyor. Aynı zamanda da yerelde hizmet nasıl yapılır biliyor. Bir ortak özelliğimiz daha var. O Ordu’nun AK Parti kurucu il başkanı, ben de AK Parti’nin en başında kurucuları arasında yer alma noktasında bir insandım daha sonra bazı şeyler kafama yatmadığı için ayrıldım.
Ortak noktamız şu; biz ayrıldığımız andan itibaren, ben AK Parti iktidar olduktan sonra 4 yıl sonra aşağı yukarı eleştirmeye başladım. Çünkü eylemlerini gördük. Hiçbir zaman işi şahsileştirmedik. Buna karşılık Enver başkan ise ayrıldığı partiye, partinin mensuplarına tek bir incitici kelimesi olmayan bir insan…Sayın Erdoğan’ın her bir noktada hedef konulup, bir belediye seçiminde bile Sayın Erdoğan’ın yenileceğine, yenilmeyeceği gibi bir ikileme oturtulmaması için böyle bir kutuplaşmadan kaçınılması için sayın Enver Yılmaz’ın seçileceğine inanıyorum.”
“SÖZLERİM ÇARPITILACAK”
Bir basın mensubunun kendisinin ‘1980 öncesi cinayetler mertçeydi’ şeklindeki sözleriyle ilgili olarak dün DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın “Biraz hukuk etiği olan hakim ve savcıların bir an önce bu sözler üzerine soruşturma açıp bu insanı yargılaması gerektiğini düşünüyorduk” şeklindeki açıklamalarını sorması üzerine Akşener şunları söyledi:
“Benim insanlara, kurumlara ayna tutmak gibi bir vazifem var. Benim orada söylediğim şey öncelikle bizim gençlik dönemimizde keşke olmasaydı ama 1980 öncesinde 1970’li yıllarda solcular ülkücüler şeklinde gençler karşı karşıya geldi. Evet birbirimize bazı eylemler yaptık ama bu o kadar açık netti ki dolayısıyla mertçeydi ki aileler korkmazdık dedim. Biz korkmazdık dedim. Çünkü orada abidik gubidik yoktu, eylem yanlış elbette, ama aileler korkmazdı. Bugün Sinan Ateş’i katledenlerin bulunmaması, Sinan Ateş’in kızının Banu Çiçek’in bu derece korkuyor olması, annesinin de öldürülebileceğinden, katledileceğinden korkuyor olmasının getirdiği başka bir iş var. Onu anlatmaya çalıştım. Ama bu PKK’ya bir terör örgütüdür diyemeyenler, her seferinde Meclis’e gelip ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ deyip kendi aralarında da alkışlayanlar elbette bunu çarpıtacaklar. Sonuç itibarıyla ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük isteyenler, bebek katiline özgürlük’ isteyenler Meral Akşener’e hapis istiyorlar. Hoş gelişler ola Mustafa Kemal paşa. Keşke bu konuda bir soruşturma açılsa ve hepimiz işin nasıl olduğunu görsek.
“BU ARKADAŞLARIN TÜMÜ NAMERTTİR”
Bu arkadaşların tümü namert. Naz bebeği katledenler namerttir, Fethi Sekin’i katledenler, Eren Bülbül’ü katledenler, Yasin Börü’yü katledenler namerttir. Aynı zamanda Sinan Ateş’i katledenler de namerttir. Bunlar namertçe işlenen suikastlerdir. Dolayısıyla bu kişilerin içlerindeki kötülüğü ortaya döküyor olmaları milletimiz açısından iyi bir şeydir. Bu insanların, bu yapının karşısında Kürtleri maraba gibi gören bu yapının, Kürtleri de bunlar maraba görüyor, emrinde görüyor, bu yapının karşısında el pençe divan duranlara da bir sözüm var. Bu DEM’li kafalara değil Kürtlere yönelin. PKK’ya terörist diyemeyenlere yönelmek yerine, onlar Kürtlerin temsilcisi memsilcisi değildir, onların büyük bir çoğunluğu katillere alkış tutan insanlardan oluşur. Onlara yönelin ki Türkiye bu iki yumruk arasındaki orta oyundan kurtulsun.”